X  
 
 
 
 
 
Ürün Kategorileri
01- "Yaşamın Gizemi Su ve Tuz" kitap
02 - Yakamoz Himalaya Kristal Tuzu
03 - Yakamoz Himalaya Kristal Tuz Lambaları
04- Yakamoz Himalaya Kristal Banyo Tuzu
05 - Yakamoz İçme Suyu Kristalleri
06 - Su Arıtma Cihazı
07 - Yakamoz Himalaya Sofrada Öğütme Tuzu (500 gr.)
08 - Yakamoz Himalaya Doğal Tuz Mağaraları
09- Yakamoz Himalaya Tuz Sabunu

Diğer Sayfalar
xxx ÖNEMLİ DUYURU xxx
1. Neden insanın tuza ihtiyacı vardır?
2. Tuz Nedir?
3. Kaç çeşit tuz vardır?
4. Tuz neden rafine edilir?
5. Himalaya kristal tuzu nedir?
6. Neden Himalaya kristal tuzu?
7. HİMALAYA KRİSTAL TUZUNUN KULLANILDIĞI BAŞLICA RAHATSIZLIKLAR
8. SATIŞ TEMSİLCİLİĞİ VE BAYİLİK BAŞVURULARI
9. HİMALAYA KRİSTAL TUZLU SU ÇÖZELTİSİ NASIL HAZIRLANIR ?





Untitled Document
Ana Sayfa » 01- "Yaşamın Gizemi Su ve Tuz" kitap

Yaşamın Gizemi Su ve Tuz -kitap

Ürün Resimleri
Yaşamın Gizemi Su ve Tuz -kitap
Barkod No : 01
Ürün Fiyatı : 25,00 YTL
Untitled Document
Sepete At
Adet
 


Untitled Document
Ürün Özellikleri

Untitled Document
Ürün Açıklaması

© 2008 Yakamoz Tuz ve Yayıncılık (www.yakamoztuz.com)

Editör: Nurettin Yılmaz

Kapak düzenlemesi, çizgi, resim ve sayfa düzeni: Sumiko Shoji

Foto Model: Ulrike Brauchle

Düzelti: Berrin Yılmaz, Gürsoy Aydemir

Yayın yönetmeni: Nurettin Yılmaz

Baskı: Özlem Matbaacılık ve reklamcılık Ltd. Şti.

Baskı tarihi: Nisan 2008

 

 

YakamozTuz ve Yayıncılık

 

Çamçeşme mah.Selamet cad.no:62 Pendik-İstanbul

tel-fax: 0216-596 15 00

www.yakamoztuz.com

info@yakamoztuz.com

 

 

 

Sunuş

Ben kanser olmasaydım bu kitap da olmayacaktı. Okuduğunuz kitap böyle bir

tesadüfün sonucu ortaya çıktı. Çağın vebası denilen kansere yakalandığımda

dostlarım, dünyada ne var ne yok tüm alternatif tedavilerle ilgili araştırmaları

yaparlarken, tuz ile ilgili tedavi kürüne rastlamaları neticesinde bu tedavi kürünü

uygulayarak sağlığıma kavuştum. Eşim, senelerce sadece ilaçla baskı altına

aldığı yüksek tansiyonunu kısa bir sürede tuzlu su kürüyle çözdü. Sonuçlar

bizleri oldukça heyecanlandırdı ve bu çok önemli yaşamsal bilgilerin benimle

sınırlı kalmamasını, diğer insanlara da yararı olması düşüncesiyle, elde edilen

bilgilerin kitaplaştırılması gündeme geldi ve elinizdeki bu kitap böylece sizlere

kadar ulaştı.

Bu kitapta bulacağınız bilgiler henüz dünyanın hiçbir yerinde genel bir

bilgi haline gelmemiştir. Bütün toplumları ve toplumların bütün bireylerini

kapsaması, ya da en azından sağlık sistemlerinin bu bilgileri tedavi olanaklarında

uygulamaları belki de yüzyılları alır. Bu nedenle elinizdeki bu bilgiler, elit

bilgilerdir. Bir bilgiyi anlamak başka uygulamak başkadır. Ancak anladığınızı

yaşama geçirdiğiniz zaman bu bilgiler sizin için elit olma özelliğini kazanır. Bir

bilginin doğruluğu da zaten uygulamada test edilir. İşin en güzel yanı, burada

verilen bilgilerin kişinin, kendi vücudunda ve en yakın dostlarında kaygısız ve

endişesiz, hiçbir ekonomik ya da sosyal baskı olmaksızın test edebilmesidir.

Her ne kadar okuduklarınıza inanılması zor gelsede, bu güzelim bilgilerden

kendinizi madur bırakmayın. Sabırlı ve sistemli bir şekilde uyguladığınız zaman

su ve tuz sağlığınızda yapacağı mucizeyi size ispatlayacaktır.

 

Nurettin Yılmaz

 

Önsöz

 

2007 yılı baharında arkadaşım Nurettin Yılmaz, kansere yakalandı. Durup

dururken Nurettin’in kanser olması, herkesi şaşkına çevirdi. Çünkü o,

çevremizdeki insanların içinde kendisine en iyi bakanlardan biriydi. Herkes

onun oldukça sağlıklı olduğunu bilirdi. Ta ki doktora gidip de kanser teşhisi

konuluncaya kadar. Salına salına doktora gidip de ne zaman öleceğinin hesabını

yaparak, eve geri dönmek oldukça zor olsa gerek!

 

Ne garip bir tesadüftür ki ben, en yakın arkadaşımın kanser olduğu haberini

aldığımda, tuz üzerine yeni yeni bilgiler edinmiştim. Biraz sezi, biraz umutla,

birkaç kilo Himalaya kristal tuzu yanıma alıp, hastahanede arkadaşımı görmeye

gittim. Her ne kadar dışarı yansıtmamaya çalışsa da, ölümün soğuk yüzünün,

arkadaşımı bir karabasan gibi sardığını gördüm.

 

Vücudunda hiçbir rahatsızlığı olmayan birinin, ölümü beklemesi oldukça

garipti. Bu gariplik, hastaneye arkadaşımı ziyarete gittiğimde daha da büyüyüp

belirginleşti. Almanya’ya geri döner dönmez kafamdaki bu garip soruyu

gidermek için araştırmaya başladım. Kanser üzerine yazılmış bütün kitapları

dergileri tek tek eve taşıdım. Arkadaşım için bu araştırmayı yaparken, bugün

toplumun kitlesel olarak sebebi bilinmeyen hastalıklara yakalanma sebeplerinin

ipuçlarını yakaladım. Hani ne derler, yarayı deştikçe azgınlaşır, aynı o misali,

biz eştikçe mesele de derinleşti. Sonuçta şunu anladım; kanser bir hastalık değil.

Kanser, bir hücreler topluluğunun kendine yurt edindiği vücut dediğimiz canlı

organizmanın yaşanmaz hale gelmesi sonucu sonucu, beyin tarafından yalnız

başına bırakılan hücre yada hücre grubunun yeni bir yaşam mücadelesinden

başka bir şey değil.

 

Nasıl ki oksijen, insan yaşamı için vazgeçilemez, başka hiçbir şeyle değiştirilemez

en yaşamsal bir madde ise, su ve tuz da insan yaşamının sağlıklı bir şekilde

devam edebilmesi için, vazgeçilemez ve değiştirilemez iki besin maddesidir.

İnsanoğlunun su ve tuzun, yaşam için, insan sağlığının korunması için önemli

olduğunu ne zaman keşfettiğini bilmiyoruz. Belki insanoğlu da hayvanlar

gibi içgüdüsel olarak bu iki maddeyi keşfetmişlerdir. Ancak bildiğimiz tek

şey, sözüm ona modern toplumların gelişmesiyle, endüstrinin bu iki maddeyi

bozarak elimizden almış olmasıdır. İşin garip tarafı, sağlık sistemlerine hemen

hemen her toplumda akıl almaz paralar yatırılırken, ilaç endüstrisi için sürekli

araştırmalar yapılırken, yaşamın oluşmasında ve devamlılığında bu kadar büyük

rol oynayan su ve tuz üzerinde, diğerlerine kıyasla yok denecek kadar araştırma

yapılmamıştır. Geleneksel TIP bu iki maddeyi adeta yok saymıştır. Başlangıçta

Parma endüstrisinin ürettiği ilaçlarla gözleri kamaşan, ürettiği ideolojilerle başı

dönen TIP, su ve tuzun önemini görmemezlikten gelirken, bu gün bu böbürlü

yanılgı öyle bir aşamaya ulaşmıştır ki, artık bu bilimi icra edenlerin su ve tuzun

ne olduğunu bile bilmemelerine kadar varmıştır. Başlangıçta bir baş dönmesi

heyecanı iken, bu gün bu yanılgı sağlık sisteminin bir çıkmazı haline gelmiştir.

Tabiî ki bu sistemin çıkmazının kurbanları yalnızca kitleler değil aynı zamanda

bu bilimi icra edenlerin kendileri de olmaktadır. TIP bir şaşkınlık içerisindedir.

Çünkü çözüm hiç de bu işten sorumlu olmayan bilim dallarından gelmektedir.

Bu da onları rahatsız etmekte agrasivleştirmektedir.

 

Belki de işin en garip yanı bizim kendini beğenmiş at gözlüklü perspektife

sahip bu kişilerin sorumsuz, başıboş buyruklarına kanışımızdır. Bunlar bizim

yaşamımızla garip garip deneyler yaparken, biz saygımızı ve ekonomik

desteğimizi en cömertliğimizle verdik. Bugün özel bir hastanede sadecebasit

bir kontrol, asgari ücretin de ötesindedir. Artık ömrümüzle başkalarını

servete kavuşturma çağı geride kaldı. Çağın kompleksleriyle insanoğlunun

var olduğundan bu yana edindiği bilgeliği bir görgüsüzlük havası içerisinde

görmezlikten gelme çağı geçti.

 

Başlangıçta sadece arkadaşımıza bir bilgi olsun diye yaptığımız bu araştırma

ve denemelerimizi, gene onun önerisi sonucu, okuduğunuz bu kitaba

dönüştürdük. Bu kitap oluşurken var olan asıl kaygımız kitap yazmak değil,

arkadaşımızı ölümün pençesinden nasıl kurtaracağımızın yolunu bulmaktı.

Arkadaşım Nurettin Yılmaz ölümü bu kitaptaki bilgiler ışığında yendi. Sadece

o mu? Önce kendim kurumanın eşiğinde olduğumu anladım. Bir taraftan

iki yıldır kullandığım gözlükleri terk ederken aynı zamanda vücudumdaki

irili ufaklı bütün sağlık sorunlarımı çözdüm. Her insanın yapabileceği gibi

hemen çevremdeki en yakın akrabamdan sadece merhabalaştığım tanıdığıma

kadar herkese bu bilgileri ulaştırmaya çalıştım. Kardeşim senelerce duvarlara

 

yaslanarak uyumaya çalıştığı bel ağrılarını ve migrenlerini altı ay gibi kısa bir

sürede yendi. Eşi kalem tutamayacak hale gelen ve doktorların amelyat olmak

zorunda olduğunu söylediği (aynı sorundan amelyat olanların ise birdaha geriye

dönüşü olmaksızın kötüleşmesinden dolayı amelyat olmaktan korktuğunu ve

bu nedenle amelyat olmadığını da belirtelim) bileklerini üş haftalık bir süre

içerisinde eski haline getirdi.

 

Senelerce yüksek tansiyon ilaçları içtikleri halde, sadece himalaya tuzuyla

yaptıkları su kuruyla çok kısa sürede bu ilaçlarını terkeden diğer birçok

dostlarımız. Hepsinin adını yazmak istemiyoruz. Ancak ilginç olan bir olayı

anlatmakta yarar görüyorum.

 

Burada da yüksek tansiyonu olanların herhangi bir yanlışlık yapmamaları

için, suyu yavaş yavaş ve dikkatli arttırmaları gerektiğini söylüyoruz. Bu

söz kimilerini biraz korkuturken, kimilerini de söylenilenden çok, yaşamdan

edindiği bilgeliğiyle oldukca yüreklendirmektedir. Bunlardan birisi de Nurettin

Yılmaz’ın 75 yaşındaki annesi. Oğlunun kanseri nasıl yendiğini görünce, on

yıldır kullandığı yüksek tansiyon ilacını bir seferde kaldırıp çöpe atıyor. Bu

ailenin diğer üyelerinde panik yaratırken, ana kendisinde hiçbirşey olmadığını,

günde en az üç kere kontrol ettiğini ve herşeyin normal olduğunu söyleyerek

diğerlerinin korkularını yatıştırıyor. Hatta sanki tansiyonunu tehdit edercesine,

“eğer çıkarsa suyu biraz daha artırırım” diyor.

 

Bazen kendi kendime, bu akılalmaz araştırmayı yapma nedenini ve gücünü

nereden buldum diye sorup durdum? Aslında doğruyu söylemek gerekirse

benimkisi bir güç değil bir korkuydu. Nurettin gibi bir dostu kaybedip bu

dünyada yapayanlız kalacağımın verdiği korku. Korkumu yenemedim. O

zaman tek bir yol kalmıştı; zamansız gelen ölümü yenmek. Ben ölüme sadece

bilgi ve tuz ulaştırdım, Nurettin ise ölümün üstesinden geldi. Bize verdiği en

güzel armağan budur. Bundan sonraki umudumuz ise, genç yaşta hastalıklara ve

ölümün pençesine düşen herkese yardımcı olmasıdır.

 

13.03.2008

Yücel Aydemir__

Untitled Document
Bu Kategorideki Diğer Ürünler

İstenilen kriterde kayıtlı ürün bulunamadı.
Üye Girişi
Kullanıcı Adı
Şifre
Üye Ol
Şifremi Unuttum




Bizden Haberler
Bizi Facebooktan Takip Edin
ÖNEMLİ DUYURU


Satış, iade ve iptal koşulları | Gizlilik ve Güvenlik Şartları | Garanti Şartları
Yakamoz Himalaya kristal tuzu , Web Tasarim