Sodyumklorür (sofra tuzu) reaksiyon hevesi çok yüksek olan bir maddedir. Bu yüksek reaksiyon gücünden dolayı, özellikle kimya endüstrisi aklımıza gelebilecek hemen her türlü sanayı maddesinin üretiminde sodyumklörürü kullanmaya başlamıştır. Yirminci yüzyılın başında, endüstrinin gelişmesiyle birlikte, endüstrinin tuza olan ihtiyacı gittikçe artar. Artan ihtiyacı karşılamak için tuz elde etmede kolay ve ucuz yöntemler geliştirilir. Bu da tuz ocaklarına su pompalanarak, birkaç saat içerisinde elde edilen tuzlu su, tekrar tuz rafine yerlerine geri pompalanır. Burada ocaklardan pompalanan tuzlu su, çeşitli fiziksel ve kimyasal yöntemlerle rafine edilerek, sodyum ve klorürün dışında bütün diğer elementler tuzdan çekip alınır. Çünkü (yüksek kimyasal reaksiyon gücünden dolayı) endüstrinin sadece sodyum klorüre ihtiyacı vardır. Dünya tuz üretiminin % 97’ sini endüstri kendisi kullanır. Camdan plastiğe, boyadan ilaca, deterjandan soda üretimine kadar her türlü sanayi üretiminde tuz (sodyumklorür) kullanılmaktadır. Geriye kalan % 3 de sofralarımıza tuz olarak gelir. Bizim de hiçbir direniş göstermeden bu beyaz zehiri kabullenmemiz, tuz üreticilerinin de işine gelmiştir. İşte o gün bu gündür insanoğlunun büyük bir bölümü, tuz yerine sodyumklorür yemektedir. Bu yüzden toplumların sağlığı bozulmuştur. (ayrıntılı bilgi için bakınız: Yaşamın Gizemi Su ve Tuz)